Biorezonans tedavisi vücudunuzun kendi kendini iyileşme gücünü modern sağlık anlayışına harmanlayarak, hastalıkların tedavisinde alternatif ve tamamlayıcı bir yaklaşımdır.
Biorezonans tedavisi vücudunuzun kendi kendini iyileşme gücünü modern sağlık anlayışına harmanlayarak, hastalıkların tedavisinde alternatif ve tamamlayıcı bir yaklaşımdır. Geleneksel tıbbi yöntemlerin ötesine geçen bu terapi, hücresel düzeyde enerji frekanslarını dengelemeyi hedefler. Vücudun doğal titreşimlerini analiz ederek bozulmuş frekansları tespit eden biorezonans, bu dengesizlikleri düzeltmeyi amaçlayarak bedenin kendi iyileşme sürecini harekete geçirir.
Biorezonans, "bio" (yaşam) ve "rezonans" (titreşim uyumu) kelimelerinin birleşiminden oluşur. İlk defa 1970’lerde, Alman bilim insanları tarafından geliştirilen biorezonans tedavisi tıptaki destekleyici yöntemlerden birisidir.
Biorezonans tedavisinin temelinde, canlı organizmaların ve hatta her bir hücrenin kendine özgü elektromanyetik frekanslar yaydığı prensibi yatar. Sağlıklı bir vücutta bu frekanslar uyum içinde ve dengelidir. Ancak hastalıklar, toksinler, stres, alerjenler veya patojenler gibi faktörler bu doğal frekans dengesini bozarak "parazit" veya "anormal" titreşimlere yol açar.
Biorezonans tedavisi, bu bozulmuş frekansları tespit edip, özel bir cihaz aracılığıyla bu frekansları "düzeltmeyi" veya nötralize etmeyi amaçlar. Vücuda sağlıklı, dengeli frekans paternleri geri gönderilerek, organizmanın kendi kendini iyileştirme mekanizmalarının harekete geçirilmesi hedeflenir. Kuantum fiziği ve biofizik prensiplerine dayanan bu yaklaşım, bedeni bir bütün olarak ele alarak, semptomları baskılamak yerine sorunun kökeninde yatan enerji dengesizliklerini gidermeye odaklanır.
Biorezonans tedavisinin etki mekanizması oldukça ilgi çekicidir ve genellikle şu adımları içerir:
1. Tespit (Giriş sinyali): Terapi sırasında, vücuda elektrotlar (genellikle el, ayak veya rahatsızlığın olduğu bölgeye) yerleştirilir. Bu elektrotlar aracılığıyla vücudun mevcut elektromanyetik frekansları okunur ve biorezonans cihazına iletilir. Cihaz hem sağlıklı hem de patolojik (hastalıklı) frekansları ayırt edebilir.
2. Analiz ve modifikasyon: Biorezonans cihazı, algılanan patolojik frekansları analiz eder. Bu anormal frekanslar elektronik olarak "ters çevrilir" (ayna görüntüsü oluşturulur) veya zayıflatılır. Aynı zamanda, sağlıklı frekanslar güçlendirilebilir.
3. Tedavi (Çıkış sinyali): Modifiye edilmiş (ters çevrilmiş patolojik ve/veya güçlendirilmiş sağlıklı) frekanslar, yine elektrotlar aracılığıyla vücuda geri gönderilir. Ters çevrilmiş frekansların, vücuttaki orijinal patolojik frekanslarla karşılaştığında onları nötralize ettiği veya söndürüldüğü düşünülür. Tedavi süreci, adeta gürültü önleyici kulaklıkların çalışma prensibine benzetilebilir. Yani, istenmeyen sesleri (patolojik frekans) ortadan kaldırmak için, onun tersi bir ses dalgaları (modifiye frekans) gönderilir.
4. Düzenleme ve İyileşme: Bu döngüsel süreç, vücudun enerji alanındaki dengesizliklerin giderilmesine, hücreler arası iletişimin düzenlenmesine ve sonuç olarak vücudun doğal iyileşme kapasitesinin desteklenmesine yardımcı olur.
Biorezonans tedavisi, bütüncül yaklaşımı sayesinde çok çeşitli sağlık sorunlarında destekleyici bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Biorezonansın başlıca kullanım alanları şunlardır:
Vajinismus, cinsel birleşme denendiğinde vajina etrafındaki pelvik taban kaslarının istemsiz olarak kasılması durumudur. Bu durum genellikle fiziksel bir nedenden çok korku, anksiyete, yetiştirilme tarzı, geçmiş travmalar, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar gibi psikolojik faktörlere bağlıdır.
Biorezonans terapisi, vajinismus tedavisi alanında doğrudan kasları gevşetmek yerine, bu duruma yol açan altta yatan enerji dengesizlikleri ve stres faktörleri üzerinde çalışmayı hedefler. Terapinin potansiyel katkıları şunlardır:
Vajinismus tedavisinde biorezonans genellikle tamamlayıcı bir yöntem olarak kabul edilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT),pelvik taban egzersizleri ve çift terapisi gibi kanıtlanmış ana tedavi yöntemleriyle birlikte uygulandığında daha etkili sonuçlar alınabilmektedir. Vajinismus tedavisinde biorezonans, tek başına bir çözüm olarak görülmemelidir.
Biorezonans, vajinismus dışında diğer cinsel problemler için de destekleyicidir. Biorezonans terapisinin en sık kullanıldığı cinsel problemler:
Yine vurgulamak gerekir ki, cinsel problemlerin altında yatan nedenler (fiziksel, psikolojik, ilişkisel) çeşitlidir ve öncelikle bir tıp doktoru veya uzman tarafından değerlendirilmelidir. Biorezonans terapisi, bu değerlendirme ve ana tedavi planına ek olarak düşünülebilecek bir yaklaşımdır.
Biorezonans terapisinin tercih edilmesinde rol oynayan başlıca potansiyel yararları şunlardır:
İzmir kliniğimizde biorezonans tedavileri uygulanabilmektedir. Kliniğimizde uyguladığımız biorezonans seansları genellikle şu şekildedir.
Gebelere, sara hastalarına ve kalp pili olanlara biorezonans terapisi uygulanmaz. Onun haricinde güvenle kullanılmaktadır.
İzmir’de biorezonans fiyatları farklı merkezler veya klinikler arasında değişkenlikler gösterir. Ücretlendirmelerde tedavi türü ve seans sayıları da etkilidir. Bu konuda bilgilenmek ve İzmir’de vajinismus tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için kliniğimizin 0 (232) 422 43 72 no’lu telefonunu arayabilirsiniz.
Biorezonans terapisi, vücudun kendi içsel bilgeliğini ve iyileşme kapasitesini kullanarak sağlık sorunlarına farklı bir pencereden bakan, umut verici ve tamamlayıcı tıp yöntemidir. Alerjilerden kronik ağrılara, sigara bırakmadan vajinismus gibi sağlık problemlerine kadar geniş bir yelpazede destekleyici olarak kullanılabilen bu yöntem, non-invaziv, ağrısız ve kişiye özel bir tedavi şeklidir.