“Bu yaştan sonra ne cinselliği?”
“Kaç yaşına geldi, hala seks peşinde!”
“40’ından sonra azanı teneşir paklar!”
Ne kadar tanıdık cümleler öyle değil mi? Cinselliği sadece genç bedenlerin yaşamaya hakkı varmış gibi adeta. Yaş ilerledikçe cinsel hayattan da emekliye mi ayrılmak gerekiyor acaba?
Cinsellik; yemek, içmek, uyumak kadar doğal ve bir o kadar da temel bir ihtiyaçtır insanlar için! Bizi diğer canlılardan ayıran belki de en önemli özelliğimiz, cinselliği yaşarken dürtülerin yanında duygulara da sahip olmamızdır. İnsanlar sadece üreyebilmek için cinselliği yaşamazlar.
Sağlıklı cinsel hayatın kişinin bedensel ve ruhsal sağlığı için önemli pozitif etkilere sahip olmasının yanında, çiftin arasındaki ilişki (sevgi, bağlılık ve sadakat) için de büyük önem taşımaktadır. Seks esnasında salgılanan “oksitosin” hormonu, “bağlanma hormonu” olarak da bilinmektedir, çift arasındaki duygusal yakınlaşmayı ve bağlılığı artırmaktadır.
“İleri yaşlardaki bireylerin cinsel isteğe sahip olması bir problem midir?” Bu gibi sorular pek çok çoğumuzun zihnindedir. Özelikle bizim toplumumuzda, belli bir yaşın üzerindeki kadın veya erkeklerin cinsel isteklerinin olması yakın çevreleri tarafından “sapkınlık, hastalık” olarak dahi değerlendirilebilmektedir.
Peki, gerçekten de, mesela 70 yaşındaki bir insanın seks yapmak istemesi anormal bir durum mudur? Ve seks kaç yaşına kadar yapılmalıdır?
Bir insan kaç yaşına kadar seks yapmak isterse istesin, bu son derece normal bir durumdur! Kimi zaman ilerleyen yaşla birlikte cinsel fonksiyonlarda da gerileme görülebilmektedir. Özellikle kadınlarda menopoz dönemine girilmesiyle birlikte, hormon seviyelerinde ciddi düşüşler yaşanmaktadır.
Hormonal eksiklik nedeniyle vajinada kuruluk gelişebilmekte, duyarlılık azalabilmektedir. Bu durum nedeniyle çoğu kadın menopoz döneminden sonra daha zor uyarılabildiklerini ve daha güç orgazma ulaştıklarını belirtmektedir.
Menopoz dönemindeki bazı kadınlarda vajinal kuruluk da görülebilir. Vajinal kuruluk bazen o kadar şiddetli olur ki; cinsel ilişki esnasında ağrı/acı hissedilir. Bu durum seksi son derece keyifsiz bir hale getirmektedir. Sağlıklı bir sekste vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide ağrı gibi sorunlar yaşanmaz. Tamamen tedavisi mümkün olan bu durumlar, tedavi edilmediği takdirde, kadınlarda zamanla seksten kaçınmaya ve cinsel isteksizlik problemine yol açabilmektedir.
Menopoz döneminden sonra bazı kadınların cinsel ilişkiye girmeyi tercih etmediği izlenmektedir. Oysaki menopoz döneminde ve sonrasında düzenli cinsel hayatın pek çok faydası bulunmaktadır.
Düzenli cinsel hayata sahip 60 yaş üstü bireylerde, yaşlılıkla ortaya çıkan depresyonun çok daha az görüldüğü saptanmıştır. Seks esnasında salgılanan pek çok hormon adeta “antidepresan” (depresyon karşıtı) olarak çalışmaktadır.
50 yaş üzerinde cinsellik yaşayan kadınlarda, menopoz döneminden sonra ortaya çıkan pelvik organ sarkması ve idrar kaçırma şikayetlerinin de daha az görüldüğü izlenmiştir.
Erkeklerde cinsel isteksizlik önemli bir sorundur. Erkekler hormonal anlamda kadınlardan daha şanslı olsalar da, onlarda da yaş ilerledikçe ve andropoz döneminde testosteron seviyelerinde azalma görülebilmektedir. Bu durum cinsel istekte azalma yaratabildiği gibi, ereksiyon (sertleşme) ve ejakülasyon (boşalma) sorunlarına da yol açabilmektedir.
Erkeklerdeki cinsel isteksizlik, erken boşalma ve sertleşme problemlerinde kullanabileceğimiz bazı ilaçların olması sevindiricidir.
Unutulmaması gereken bir diğer bilgi de; sertleşme problemlerinin atardamarlarda gelişmeye başlayan damar sertliğinin erken bir bulgusu olabileceğidir. Yani, ileri yaşlarda başlayan ereksiyon sorunlarında erkeklerin bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeleri faydalı olacaktır.
Diğer taraftan, aktif cinsel hayata sahip ileri yaştaki bir erkeğin kalp damar hastalıklarına daha az yakalandığı çalışmalarda gösterilmiştir.
İleri yaş bireylerde cinsel istek ve fonksiyonlar farklı derecelerde etkilenebilmektedir. Kimi zaman kadın partnerde isteksizlik veya cinsel fonksiyonlarda kötüleşme izlenebilirken, kimi zaman tam tersi meydana gelebilmektedir. Partnerlerden birisi sevişmek istemiyorsa, bu durum diğer partner için oldukça can sıkıcı bir hal alabilir. Ancak, alınabilecek bazı önlemler ve tedavileri var!
Cinsel fonksiyonlarda kötüleşmeye yol açan kök nedenin bulunup ortadan kaldırılması (hormonal eksiklik, damar sertliği, senil depresyon vs) ile çift arasındaki sağlıklı cinsel hayatın tekrar kurulabilmesini sağlayacaktır. İlaç ve hormon desteklerine ilave olarak verilen cinsel terapiler de önemli ölçüde faydalar sağlamaktadır.
“İleri yaşta cinsellik yaşamak normal değildir, ayıptır, günahtır” gibi düşünceler de belli bir yaşın üzerindeki kişilerde sıklıkla görülebilmektedir. Kadın veya erkek, cinsel isteğinden dolayı kendisini kötü/suçlu/utanç dolu hissedebilmektedir. Bu durumda kişileri cinselliğin kişinin en doğal dürtüsü ve ihtiyacı olduğu konusunda bilgilendirmek ve rahatlatmak gerekmektedir. Hissettiği isteğin son derece normal olduğunu öğrenen kadın/erkek cinselliğini doyasıya yaşama konusunda kendisini daha rahat hissedecektir.
Bu sorunun tam bir cevabı yoktur. İki tarafın karşılıklı rızası ile ilişkilerdeki sıklık haftada 2-3 kez veya daha fazla veya daha nadir olabilir. İş hayatı, yoğun stres, yoğun bir çalışma temposu ve seyahatler cinsel ilişki sıklığını etkileyen faktörlerdir.
Düzenli ve tatminkar cinsel hayata sahip kadın ve erkeklerin daha mutlu ve uzun yaşadıkları bilimsel çalışmalarda da gösterilmiştir. Cinselliğin sadece belli bir yaşın altında olanlar için değil, her yaş için son derece doğal olduğunu anlatmak ve eğer altta yatan bir sorun varsa sorunu çözmek çok önemlidir.
Sağlıklı yaş almak, hayatın tadını çıkararak keyifle yaşamak için yapılabilecek belki de en eğlenceli şey yaşa bakmadan, cinselliği doyasıya yaşamak olmalıdır!