Seks erkekler için bir ihtiyaç, kadınlar için ise eşleri için yerine getirdikleri sıkıcı bir vazife midir?
Bir kadının düzenli aralıklarla seks yapması ruhsal ve bedensel olarak bir gereklilik midir? Tıbbi ve psikolojik faydaları var mıdır?
Cinsellik sadece erkeklerin mi zihnini meşgul eder, yoksa kadınların da aklına sevişmek gelir mi?
Cinsellik, şüphesiz ki bir ilişkinin en temel öğelerindendir. Seks yapmak; hem haz dolu bir eğlencedir, hem de çiftin duygusal olarak da birbirine daha yakın olmasını sağlar. Peki, sevişmenin çiftin ilişkisine olan faydaları dışında, bireysel yararları da olabilir mi?
Düzenli olarak seks yapan erkeklerde;
Düzenli bir cinsel hayatı olan kadınlarda depresyon sıklığı daha düşük bulunmuştur. Pelvik taban kaslarının düzenli olarak çalışması sayesinde, pelvik organlarla ilgili tüm problemler (pelvik organ sarkması, idrar kaçırma, vajinal kuruluk vs.) düzenli olarak seks yapan kadınlarda daha az izlenmektedir.
Diğer taraftan, seks ve orgazm esnasında salgılanan endorfinlerin ağrı kesicilere benzer etkisi sayesinde ağrı eşiğinin yükseldiği, kadınlarda seks yapma sıklığı arttıkça adet sancısı (dismenore) şikayetinin azaldığı da bilimsel çalışmalarca gösterilmiştir.
Kadınların aklına sevişmek gerçekten gelmiyor mu? Bu soruların cevaplarını verebilmek için öncelikle “kadınlarda cinsel istek nasıl oluşur” sorusuna cevap arayalım.
Master ve Johnson tarafından geliştirilen lineer (doğrusal) model.
Cinsel istek ve isteksizlikle ilgili çalışmalara bakıldığında, ortaya değişik sonuçların çıktığı görülmektedir. Erkeklerin pek çoğu kendilerine Master ve Johnson’un geliştirdiği lineer cinsel istek modelini uygun bulmuşken, bu oran cinsel sorun yaşayan kadınlarda daha farklıdır. Ne mi demek istiyorum?
Erkeklerin büyük çoğunluğu bir görsel, bir düşünce veya fantezi ile kolaylıkla uyarılabildiklerini ve bir kez uyarıldıktan sonra cinsel birliktelik ve doyumla bu uyarılmayı tamamlayabildiklerini belirtmişlerdir.
Kadınlarda ise bu iş biraz daha karmaşıktır. Kadınların cinsel istek ve cinsel yanıt modelleri incelenirken; fizyolojik, psikolojik, çevresel ve ilişkisel faktörlerin de yer aldığı cinsel yanıt modellerinin kadınlar tarafından kendilerine daha uygun bulunduğu izlenmiştir. Diğer bir deyişle, cinsel cevabın oluşabilmesi için kadınlarda “duygusal yakınlık” şarttır.
Yani bir kadın adet döngüsünün tam ortasında gerçekleşen yumurtlama döneminde partnerinin onu öpmesiyle cinsel olarak kolaylıkla uyarılabilir ve cinsel birliktelik yaşamak isterken; aynı kadın adet dönemine çok yakın bir dönemde aynı partnerinin aynı öpüşüne benzer bir cevap vermeyebilmektedir! Bu durum sadece hormonal durumlar için değil, stresli geçen bir günün gecesinde partneri ile seks yapmak istemeyen bir kadın için de geçerli olabilmektedir. Tabii ki benzer durumlar erkekler için de geçerli olabilmekle birlikte, sürekli belirli bir döngüde, hormonal ve fizyolojik değişiklik içinde bulunan kadınlarda daha sık izlendiği bildirilmiştir.
Demek ki; kadınlar kimi zamanlar sekse daha çok ihtiyaç duyabilmektedir. Kimi zamanlar ise fizyolojik olarak seks yapmak istemeyebilmektedirler. Özellikle gebelik, emzirme veya menopoz gibi dönemlerde meydana gelen hormonal değişimler cinsel istekte ciddi azalma yaratabilmekte, bu da kadınların seksi bir ihtiyaçtan çok zorunluluk olarak görmelerine yol açabilmektedir.
Bir kadının sevişmeye ihtiyaç duyması, seks yapmayı talep eden olması özellikle bizim toplumumuzda hala “uygun olmayan bir davranış” olarak görülebilmekte, cinsel isteği yüksek olan kadınlar yakın çevreleri tarafından hoş olmayan biçimlerde etiketlenebilmektedir.
Cinsellik hakkında tek kelimenin konuşulmadığı, televizyonda çıkan bir öpüşme sahnesinde kanalın değiştirildiği ve hatta cinsellikle ilgili pek çok şeyin ayıplanıp kötülendiği ortamlarda büyüyen kız çocukları büyüyüp kadın olduklarında genellikle büyüdükleri ortamın etkisinden çıkamamaktadırlar. Bu kadınlar hayatları boyunca kendi cinsellikleri keşfetmekten, seks yapmayı istediklerini belli etmekten çekinmekte; partnerleriyle dahi cinsellikle ilgili konularda konuşamamaktadırlar. Kimi zaman benzer ortamlarda büyümüş erkekler de; partnerlerinin cinsellikle ilgili davranış veya taleplerinden rahatsızlık duyabilmektedirler. Böylelikle bir ilişkinin en keyifli alanını oluşturacak seks hayatı, keyifsiz bir zorunluluk haline gelebilmektedir.
Bu koşullar altında yetişen veya hâlihazırda böyle bir partnerle birlikte olan bir kadın seks yapmak istese bile, çoğu zaman bu isteğini fark edememekte ve hatta çoğu zaman bilinçdışı seviyelerden bu isteğini bloklamakta, seks yapmayı aklına bile getirmemektedir. Bu durum özellikle çocukluk veya ergenlik yıllarında mastürbasyon yaparken ebeveynleri tarafında fark edilip psikolojik/fiziksel şiddete uğrayan kadınlarda daha da belirgindir. Bu kişilerde olay cinselliği bir ihtiyaç olarak görmemenin ötesinde, orgazm olamama sorununa kadar gidebilmektedir.
Tabii EVET! Seks yaparak duygusal ve fiziksel tatmine ulaşmak bir kadının en önemli kadınlık hakkıdır. Aslında yapılması gereken en önemli işlev içgüdülerimizle gelen isteklerimizi serbest bırakmayı öğrenebilmek.
Cinselliğe ihtiyaç duyan ve eşinizle düzenli olarak seks yapan bir kadınsanız, hiç bozmayın- doğru yoldasınız demektir! Unutmayın ki; cinsellik bir alış-veriştir. Kadın da alır ve verir, erkek de alır ve verir. Yani, kadın tek taraflı veren, erkek ise alan değildir.
Yok, eğer “Seks mi? Kadınlar da sekse ihtiyaç mı duyarmış?” diyorsanız geç değil – düğümün nerde olduğunu bulabilirsiniz. Seks sizi için keyifsiz ve hatta ağrılı/acılı mı? Seks yapmayı istemek, buna ihtiyaç duymak bir kadın için uygun bir davranış değil mi? Hormonal düzensizlikleriniz mi var? Partnerinizden gelecek tepkiden mi çekiniyorsunuz? Düğümü bulduktan sonra çözmek çok kolay!
Unutmayın ki; seks yapmanın hem fizyolojik, hem de psikolojik pek çok faydası vardır. Hem keyifli, hem de faydalı! Bir insan daha ne ister?
Tüm kadınların seks yapmayı eşini tatmin edecek görev olarak değil, eğlence ve ihtiyaç olarak göreceği güzel günlere...
Vajinismus TedavisiCinselliği Ertelemeyin! Özğürleşin
VAJİNİSMUS TEDAVİSİ
